İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | cast aside f. | bir kenara bırakmak | ||
The Karas report strengthens this provision by casting aside government authorisation. Karas raporu, hükümet iznini bir kenara bırakarak bu hükmü güçlendiriyor. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | cast aside f. | bir kenara bırakmak | ||
The Karas report strengthens this provision by casting aside government authorisation. Karas raporu, hükûmet iznini bir kenara bırakarak bu hükmü güçlendirmektedir. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | cast aside f. | atmak | ||
Öbek Fiiller | cast aside f. | bir kenara atmak | ||
Öbek Fiiller | cast aside f. | başından savmak | ||
Öbek Fiiller | cast aside f. | başından atmak | ||
Öbek Fiiller | cast aside f. | çevresinden uzaklaştırmak | ||
Öbek Fiiller | cast aside f. | kurtulmak | ||
Öbek Fiiller | cast aside f. | kenara çekmek | ||
Öbek Fiiller | cast aside f. | kenara itmek |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | cast someone aside f. | başından atmak |
Öbek Fiiller | cast someone aside f. | başından savmak |
Öbek Fiiller | cast someone aside f. | dışlamak |
Öbek Fiiller | cast something aside f. | bir şeyi bir kenara atmak |
Öbek Fiiller | cast something aside f. | bir şeyi kaldırıp atmak |
Öbek Fiiller | cast something aside f. | bir şeyi elden çıkarmak |